UEFA, Şampiyonlar Ligi’nin yeni formatıyla 2024-27 sezonunda futbolseverlere büyük bir heyecan sunmaya hazırlanıyor. Geleneksel grup aşamasını rafa kaldıran ve yerine 36 takımlı geniş bir lig yapısı getiren “İsviçre modeli”, Avrupa futboluna yepyeni bir soluk getirecek.

Bu format, dev kulüplerin arzuladığı yüksek bahisli maç sayısını artırırken, aynı zamanda alt sıralardaki takımlara da rekabetin zirvesinde kendini gösterme fırsatı sunuyor.

Ancak bazı eleştirmenler, bu formatın elit kulüplerin çıkarlarına hizmet ettiğini ve Süper Lig projesine zemin hazırladığını iddia ediyor.

Peki, bu cesur yenilik, Avrupa futbolunun geleceğini nasıl şekillendirecek?

İşte Şampiyonlar Ligi’nin yeni formatına dair bilmeniz gerekenler…

Yeni Şampiyonlar Ligi formatı nasıl işleyecek?

2024-27 Şampiyonlar Ligi döneminde UEFA’nın yüksek riskli bir deney olarak ilk kez uygulayacağı yeni format, futbolseverleri heyecanlandıracak yenilikler içeriyor.

Geleneksel grup aşaması yerine, 36 takımdan oluşan ve her bir takımın sekiz farklı rakiple sekiz maç yapacağı (dördü evinde, dördü deplasmanda) bir lig sistemi getirildi. Bu “İsviçre modeli” olarak adlandırılan formatta, lig aşamasını ilk sekizde tamamlayan takımlar doğrudan eleme turlarına katılacak.

9. ile 24. sıralar arasında yer alan takımlar ise play-off turunda mücadele edecek. Ocak ayında sona erecek lig aşamasının ardından, 25. ila 36. sıradaki takımlar turnuvaya veda edecek. Eleme turları, alışık olduğumuz şekilde 16’lı tur ile başlayacak ve mayıs ayında Münih’te oynanacak büyük finale kadar devam edecek.

Eleme aşamaları, takımların yol haritalarını netleştirmek için şemalarla belirlenecek.

Yeni format neden getirildi?

Avrupa’nın büyük kulüpleri, rekabetin ve heyecanın daha da artması için “cazibe maçlarının” sayısının artmasını talep ediyordu.

Bu konu, uzun süredir gündemdeydi ve çeşitli tartışmalara sebep olmuştu. Başlangıçta, yakın zamanda elde edilen başarılar yerine tarihsel performansa dayalı olarak iki takımın turnuvaya katılmasına izin veren orijinal taslak, alt sıralardaki kulüplerin tepkisi üzerine 2022’de rafa kaldırıldı.

Yeni format, 2021’deki Süper Lig ayrılık girişimlerinin ardından, bu isyancı kulüpler tarafından büyük oranda destek gördü. Her takımın kendi seviye potasındaki takımlarla iki kez karşılaşmasının garanti edilmesi, özellikle en üst seviyedeki kulüpler için büyük bir avantaj olarak görülüyor.

Bu durum, bu elit takımların birbirleriyle oynayacakları maçların getireceği yüksek bahis ve finansal getirileri artıracağına inanılıyor. 

Yeni formatı başarıya taşıyacak unsurlar neler olabilir?

Bu yeni formatın başarısını belirleyecek en önemli faktörlerden biri, büyük maçların Süper Lig’e dair endişeleri unutturacak kadar heyecan yaratması olabilir.

Bu format, dev kulüpleri tatmin ederken, alt sıralardaki takımlara da kendilerini göstermeleri için yeterli fırsatlar sunabilir. Sekizinci maç gününde aynı anda oynanacak 18 karşılaşma, daha az tanınmış bazı takımların da rekabetin sonuna kadar mücadele etme şansını artırabilir.

Böyle geniş bir lig tablosunda, oynanacak maç sayısının sınırlı olması, birkaç galibiyetin Shakhtar Donetsk veya Brest gibi takımları 2025’e kadar sürecek bir yarışın içine çekmesini mümkün kılabilir.

Formatın olası dezavantajları neler?

Günümüzde zaten fazla sayıda futbol maçı oynandığı düşünüldüğünde, 12 takımı elemek için 144 maç yapılmasının mantıklı olup olmadığı tartışılabilir.

Lig aşamasında her maç gününde bir veya iki kritik karşılaşma yer alacak olsa da, bu maçların gerçekten ilgi çekici olmasını sağlayacak kadar risk taşıyıp taşımadığı sorgulanmalıdır. Ayrıca, Avrupa futbolunda zenginlik ve kaynakların çok az sayıda kulüpte toplandığı göz önüne alındığında, UEFA’nın hedeflediği gelir seviyesine ulaşmak için yeterince elit takım olup olmadığı da bir başka soru işareti.

Bu genişletilmiş lig yapısı, ocak ayındaki son maç gününde birçok takıma hareket alanı sağlasa da, eleme turlarında avantajlar bulunsa bile, taraftarlar için takımlarının 10. ya da 11. sırada olmasının ne kadar heyecan verici olacağı tartışmalı.

Belki de en büyük soru şu: Bu yeni ve genişletilmiş format, beklenen izleyici kitlesini hızlı bir şekilde çekebilecek mi?

Ekstra maçlar yoğun takvimi daha da zorlamıyor mu?

UEFA’nın çarşamba günü yaptığı açıklamada, genel sekreter yardımcısı ve futbol direktörü Giorgio Marchetti, yeni planın ilk taslağında 10 grup aşaması maçı olduğunu belirtti.

Bu sayı sonradan düşürüldü, ancak kulüpler ve oyuncular, şubat ayında yapılacak çift ayaklı playoff maçlarından kaçınmak isteyecektir.

Peki, eğer bu durum bir rahatsızlık yaratırsa, suç kimde olacak? Marchetti’nin sözleri oldukça netti: “Avrupa’da sürekli maç yapma talebi UEFA’dan değil, kulüplerden geliyor.”

Yani, fikstür sıkışıklığı veya artan iş yükü için UEFA’yı değil, asıl gücü elinde tutan kulüpleri suçlayın.

Bu format kalıcı olacak mı?

Kesinlikle hayır. 2027’den sonraki dönem için her şey halen belirsizliğini koruyor.

UEFA’nın herkes için uygun bir sistem bulduğuna olan inancını sürdüren Marchetti, bu sistemin uzun vadeli geleceği hakkında kesin bir taahhütte bulunmadı.

Elit kulüp futbolunda bu formatın kalıcı bir çözüm sunduğuna inananlar var. Ancak, bunu sadece başka bir şeye geçiş süreci olarak görenler de mevcut. Kura çekimine katılan orta ölçekli kulüpler, “İsviçre modeli” döneminde en azından son 24’e kalmayı hedefleyeceklerdir.

Çoğu Avrupa kulübü için en büyük umut, bu formatın Süper Lig oluşturma çabalarını engellemesidir.

Kaynak: The Guardian’dan Nick Ames’in haberinden derlenmiştir…

Kaynak: Sözcü